Dünya'da ve özellikle zavallı ülkemiz Türkiye'de hızlı bir "gerilik patlaması" yaşanmakta. Siyasetten sanata, üniversiteden ana okuluna, yargıdan ekonomiye, devletten aileye ve bireye, akla gelen gelmeyen her alanda, önü alınamayan bir filistinizm salgını var. Buna Alev Alatlı "paçozlaşma" diyor. İlber Ortaylı da "hödükleşme" şeklinde bir kavram kullanıyor.
İnsanlığın ortak değerlerini, bilimi, sanatı, kültürü, hatta dinsel ritüelleri, kısacası iyileşme ve gelişmeden yana her şeyi küçümseyip mahkum ve inkar eden bir "düşüklük çağına" doğru hızla yol alıyoruz. Cehaletin, ahlaki yozlaşmanın, vahşetin, bağnazlığın, çirkinliğin, bilime, kültüre, erdeme, eğitimli insana, uzmana ve emeğe düşman bir ukalalığın, esiri olmak üzereyiz.
Saygısızlık, kuralsızlık, ikiyüzlülük ve acımasızlık kıymete bindi, uçuşa geçti. Alçaklığın bile bir mertebesi vardı, şimdilerde çukurlaşma moda haline geldi.
Dr. Ersin Arslan'ı katleden çocuk, yurttaşa "ananı da al git" ya da "takla at da görelim" diyen, "şike, şike .. 2-0" diye başlık atanların, dünyaca ünlü bir sanatçı olan Fazıl Say'a paylaştığı Hayyam şiiri nedeniyle ağza alınmayacak sözler yöneltip ülkeden kaçıranların, intikam duygularıyla "kinini unutmayanların" bir uzantısı. Paçoz holiganizmin zehirli bir ürünü.
Özgürlüğü ormanda yaşamak sananlar, çağdaşlığı iptidailiğe kurban edenlerin değirmenine su taşıdıkça, paçozlaşma da korkarım ki sürecek. Ve biz, zor bela yetiştirdiğimiz eğitim, bilim, kültür ve sanat sahibi insanlarımızın, dalga dalga yükselen vandallık devrinde, bir bir aşağılanıp kıyıldığını göreceğiz. Ta ki sıra bize gelinceye kadar!
Yazan: Muharrem Kılıç